İşte bu güzel hatun kişisi (Nadine Labaki) filmi yazmış,yönetmiş bir de üstüne baş rolde oynamış. İyi ki de oynamış. Vay arkadaş o nasıl bir sahneye yakışmaktır :) Filmin harika müziklerini de eşi olan Khaled Mouzanar'a yaptırmış.
Film aynı zamanda 27.Uluslararası İstanbul Film Festivali'nin açılış filmi olma özelliğini taşıyor. Özellikle filmdeki görsel başarı ve mesaj veren sahne geçişleri filmin başarısına etki eden en büyük etmen. Film içerisinde Lübnan kültürel dokusunu da her daim hissetmek hoş.
Bu filmi başlangıcını sevdiğim filmler kategorisine de rahatlıkla alabilirim, zira başlangıcı eğlenceli ve etkileyici :) Filmin adından mütevellit, film içerisinde sık sık ağda sahneleri görmekteyiz, fakat bu sahneler o kadar estetik ve filme o kadar entegre ki zorlama hiç bir detay yok. Google bana filmin türü Komedi-dram dese de bana göre film safi dram. Fakat enteresan olan, filmi izlerken bu durumun bu derece farkına varamıyor olmamız.
Bana göre filme feminen bir film demekte yanlış olmaz,çünkü Nadine Labaki film içerisinde gereksiz erkek figürü kullanmamaya özen göstermiş.Öyle ki filmde kendisinin canlandırdığı karakterin gizli aşk yaşadığı erkek karakteri hiç bir zaman görmüyoruz. O karakter yalnızca varlığını ispat amacıyla arabanın içerisinde uzak çekim tekniğiyle arka profilden bize gösterilmiş bir siluet. Buna nazaran bu karakterin karısını filmde yoğun bir şekilde görmekteyiz. Bu da filmde verilmek istenen kadın merkezli temanın başarıyla uygulanmasını sağlamış.
Mekan olarak çoğunlukla kuaför içerinde geçen film, izlerken kendisini o mekan kısıtlamasından kolayca sıyırıyor. Sinemadan çekim tekniğinden falan pek anlamam ama naçizane fikrim özellikle dış çekimlerde ışığın çok güzel kullanıldığı yönünde :)
Her şeyden öte filmde öyle bir kaç sahne var ki, sadece o sahneler için dahi filmi oturup saatlerce izleyebilirim. İşte o sahneler filmin buram buram dram koktuğu sahneler. Dahasını söylemeyeyim artık merak eden açıp izlesin :D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder